2024’te Değişim ve Dönüşümün Sırrı: YAZIN!

Günlük Yazmak

2024 yılına girdik. Her sene olduğu gibi, 2023’ün son saatlerinde de yine, yeni yılın bizlere mutluluk, sağlık, başarı ve huzur getirmesini diledik. Bu dileklerin içinde hepsi ayrı ayrı önemli ama bence en önemlisi ve en başta olanı sağlık. Birkaç gündür sabahları kulağım hafif tıkalı olarak uyanıyorum. Geçen hafta oğlumun, kardeşimin ve işyerindeki çoğu arkadaşımın mevsimsel ateş ve burun akıntısı gibi hastalıklarla hasta olduklarını gördüm. Hal böyle olunca sağlığın önemini anlatmakla bitiremem. Belki dil ucuyla olan bir temenni gibi ama bence çok önemli. Bu yazıyı sağlığın önemini anlatmak için yazmadım merak etmeyin. Daha önce sağlığın önemini uzun uzun zaten yazdım. Ama yayınlanmış bir yazım değil. Şuan çoğu yazdıklarım gibi oda arşivimde. Zamanı gelince onu da yayınlarım belki. Bu vesile ile bende bu yazımı okuyan herkese Yüce Allah’tan sağlıklı bir hayat diliyorum. Zaten hem fiziken hem ruhen sağlıklı olduğumuz zaman gerisi gelecektir.

Gelelim başlıkta bahsettiğim mevzuya. Yukarıda bahsettiğim gibi çoğumuz sağlık ve mutluluk gibi temennilerde bulunup geçiyoruz. Fakat bazılarımızın bu hayatta hayallerimiz ve hedeflerimiz var. Bu hayalleri olan kişiler yukarıda ki temennilerini bir adım öteye taşıyarak; yeni yılın başlangıcını bir dönüm noktası kabul ediyorlar. Bunun içinde o yıl içinde yapmak istediklerini, hayallerini kurdukları şeyleri yazıp, planlıyorlar. Tabi yeni yıl başlangıcı benim içinde bir heyecan kaynağı oluyor. Bende üniversite yıllarımdan beri bunu hep yaparım. O yıl içinde yapmak istediklerimi, hayallerimi, alışkanlık olmasını istediğim şeyleri ya da vaz geçmek istediğim gibi pek çok şeyi yazarım. Olsa da yazarım olmasa da. Özellikle 2018 yılı sonunda 2019 yılı için yazdıklarım sanırım en unutamadığım yıl oldu. 2018 son günlerinde 2019 yılı için yapmak istediklerimi ve bazı hayallerimi küçük bir deftere yazmışım. Yazmışım diyorum çünkü o deftere yazdıklarımı 2019 Kasım ayına kadar görmedim. Kasım ayında bir gün o defter elime geçti. Bir baktım gözlerime inanamadım! Hayal ettiklerimin ya da hedeflediklerimin yarısından çoğunu yapmışım, yapmak nasip olmuş. Şükürler olsun. Ve bunun üstüne 2019 yılı başında “ Yeni Yıl Hedeflerimiz Neden Yazılı Olmalı?” diye bir yazı yazıp sosyal medya hesaplarımda paylaşmıştım. O yazıma ulaşabilirsem yine web sitemde yayınlarım. 

Eğer sizin de  2024 yılı için yapmak istedikleriniz ve hayalleriniz varsa hemen bir kağıt kalem alın ya da telefonunuzun notlar kısmını açın ve ne arzunuz varsa yazın. Bu yeni yıl hedeflerini yazarken unutmamanız gereken Tek Şey ara ara bu yazdıklarınıza bakmak olacak. Bu 2-3 haftada bir olacağı gibi ayda 1’ de olabilir. Çünkü yazdıklarınızı okumak sizi motive edecektir. Bu hedeflerinizi ve hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız bunun püf noktası budur: Ara ara yazdıklarınızı okumak! İnanın orda yazılanları yaptığınızı gördükçe , şükür ederek üstünü çizdiğiniz zaman öyle mutlu olacaksınız ki ; o bir şeyler yapmış olmanın ve başarmış olmanın mutluluğunu size tarif edemem. Şimdi bu yazıyı okumayı bırakın ve 2024 yılı için ne isterseniz yazın. Bu bir kitap okuyup bitirme gibi çok ama çok kolay bir şeyde olabilir. Hiç önemli değil. Ertelediğiniz ne varsa yazın. Ama yazdıktan sonra geri gelin. Çünkü asıl mevzumuz bundan sonra başlıyor.

2024 yılınızı ve sonraki hayatınızı etkileyecek o küçük ama etkili dokunuşu anlatacağım size.

……………..

…………….

Geldiniz miii? 2024 yılı için hedef ve hayalleri yazma işlemi tamam mı? Eğer tamamsa 2 gün önce izlediğim bir filmden bahsedeceğim sizlere.

Peki neden bu filmi sizlerle paylaşmak istedim biliyor musunuz? Yazmanın gücünü göstermek için! Yazı yazmanın o dönüştürücü gücünü sizin de fark etmeniz için! Birilerine anlatamadığınız  o içinizi kemiren  derdinizi, kederinizi ya da sevincinizi, hayalinizi yada yaşadığınız ve anlatamadığınız duygu ve düşünce her ne ise bunu yazdığınız zaman neler olacağını anlatmaya çalışacağım …

Filmin adı: The Freedom Writers. Türkçesi Özgürlük Yazarları.

Öncelikle bu filmi neden ve nasıl izlediğimi anlatmak istiyorum. Çünkü bir şeyi yapmak kadar onu neden yaptığımız da önemli. Mesela kitap okuruz. Benim için, o kitap nasıl karşıma çıktı , ben o kitabı neden okudum hatta nasıl satın aldığımın bile ayrı bir macerası vardır. Bu izlediğim filmler içinde böyle

Yazarlıkla İlgili En İyi 99 Film

Yıllardır kitap yazmak ve yazarlıkla ilgili  düşüncelerim var. Bir kitap nasıl yazılırdan tutun da bir yazarda olması gereken özelliklere kadar her şeyi öğrenme istediğim var. Tabi bunun için yine hayatta ki en iyi öğretmenlerime başvurmak istedim. Yani kitaplara. Yazarlıkla ilgili hem Türk yazarların hemde yabancı yazarların o  kadar çok kitabı karşıma çıktı ki anlatamam. İlgimi çekenleri okuma ve satın alma listeme ekledim. Bu kitaplardan birisi de “Yazarlıkla İlgili En İyi 99 Film” kitabı. Kitabın ismi çok güzel ve dikkat çekici değil mi? Hem yazmayı anlatacak  hem yazarların hayatını anlatacak ve bu ortalama 2 saatlik bir film olacak. Harika bir şey.

Kitabı satın almam ayrı bir macera olduğu için onu burada yazarak konuyu dağıtmak istemiyorum.

30 Aralık Cumartesi günüydü. Yani 2 gün önce. Kitap elime 29 Aralıkta geçti. Cumartesi günü gün içinde biraz kitap okumuştum.1000Kitap uygulamasında ki kitap okuma hedefimi yükseltmek için son hafta küçük hacimli kitaplar okuduğumu itiraf edeyim. Cumartesi günü okuduğum ”Nasıl Yazar Olunur” kitabı da böyle küçük hacimli ama etkisi olan bir kitaptı. Bu kitabı bitince farklı bir şey yapayım deyip “Yazarlıkla İlgili En İyi 99 Film” kitabına göz atmaya başladım. Film türü olarak gerilim, hayatta kalma, macera & aksiyon ve yaşanmış hayattan uyarlanan filmleri çok severim. Elimdeki kitapta konu yazarlık olunca biraz sıkıcı bir havası var gibi geldi. Bu düşüncelerle belki akıcı bir film bulurum düşüncesiyle kitabı karıştırmaya devam ettim. Kitabın yazarı Polat Onat Bey çok güzel bir şekilde içindekiler kısmı hazırlamış. Kendisine teşekkür ediyorum. Listenin başındaki ilk filmler tarih olarak eski geldi bana. Hem görüntü hem de ses açısı ve seyir zevki olarak daha güncel bir film olsun istedim.

Filmlerin başlığı ve altındaki kısa açıklamalara bakarken gözüm bir anda “Günlük yazmanın dönüştürücü gücü” cümlesine takıldı. İlkokuldan beri zaman zaman günlük yazmaya çalışan birisi olarak film çok dikkatimi çekti. Başka hiçbir filme bakmadan “aradığım film bu” dedim ve hemen internette aramaya koyuldum. Kitapta ilk 50 film için detaylı sayılabilecek anlatım mevcut. ”Özgürlük Yazarları” kitaptaki 33. film. Film için yaklaşık 2.5 sayfa tanıtım yapılmış. Sadece 10-12 satırlık film hakkında kısa bilgiyi okudum. Heyecanımdan yazarın  2 sayfalık tanıtımını okumadan direk filmi izledim. Bu tanıtım yazısını da film bitince okuduğumu söylemek isterim 🙂

Özgürlük Yazarları

Filmi İlk olarak  Amazon Prime’ da arattım. Amazon Prime üyesi! 🙂 olduğumdan önce oraya bakayım dedim. Amazon saçma sapan bir film sitesi bana göre ama amazondan bir şey alınca kargo ücretsiz oluyor diye üye olmuştum, öyle kaldı.

Dana sonra filmi bir film sitesinde buldum. Filmleri orjinal diliyle ve Türkçe altyazılı olarak izlemeyi severim. Ama ”Özgürlük Yazarları” nı altyazılı takip edecek motivem yoktu. O yüzden Türkçe dublajını bulup onu izledim.

Filmde günlük yazmanını etkisi nasıl olacak diye merakla filmi izlemeye başladım.

Filmin en sonunda öğrendiğim bir gerçeği sizlerle en başta paylaşmak istiyorum.

Filmin başrolünde Oscar ödüllü oyuncu Hilary Swank oynuyormuş ve film Erin Gruwell isimli bir öğretmenin gerçek hayat öyküsünden esinlenilmiş. Yukarıda gerçek hayattan esinlenilen filmleri sevdiğimi söylemiştim. Film hakkında bu  gerçeği filmin sonunda öğrenmiş olmam filmi daha çok sevmemi sağladı. Belki de bu yüzden yazmanın değişim gücüne olan inancımı artırdı. Bunu sizlerle de paylaşmak istediğim için bu yazıyı kaleme aldım.

Filmin konusu kısaca şöyle: Irkları ve sosyal yaşamları yüzünden daha 14-15 yaşlarında çetelerin ağına düşmüş problemli bir sınıf öğrenci. Bu sınıfa daha öğretmenlikte ilk senesi olan başrol oyuncusu öğretmenimizi veriyorlar. İşte film, idealist öğretmenimiz olan Erin hocanın bu gencecik ama hayatta büyük sorunları olan öğrencilerin nasıl iyileştiklerini, onları topluma kazandırmak ve onların gönlünü nasıl kazandığını anlatıyor. Çetelere bulaşmış bir lise sınıf gencecik öğrencinin değişim ve dönüşümünü ve bunu yazmayla ve okumayla nasıl yaptıklarını anlatıyor..

Ve Değişim Başlıyor…

İlk başlarda sınıfa sesini  bile duyuramayan Erin öğretmen zamanla onların dikkatini çekmeyi başarır. Ve bir gün sınıfa onlara hediye edeceği defterlerle, günlüklerle gelir  ve der ki: 

“—Herkesin kendi hikayesi vardır. Ve sadece kendinize bile olsa hikayenizi anlatabilmeniz çok önemlidir. Bu yüzden yapacağımız şey şu: Her gün  bu günlüklere bir şeyler yazacağız. İstediğiniz konuda yazabilirsiniz. Geçmiş, bugün, gelecek… İsterseniz günlük gibide kullanabilirsiniz  ya da şarkılar, şiirler ya da kötü şeyler yazabilirsiniz. Ne olursa olsun ama her gün yazmak zorundasınız. Yanınızda bir kalem bulundurun. Ne zaman ilham geleceği belli olmaz. Ve bunlara not verilmeyecek. Gerçeklerin yazılmasına A ya da B verilemez öyle değil mi?……”

Ve böylece değişimin fitili ateşlenmiş olur. Öğrenciler yazdıkça ve öğretmenleri okudukça sınıfın havası ve başarı durumu da değişir. Öğrencilerine azınlık olmak ve ırkçılıkla ilgili kitaplar alır, hediye eder. Okul idaresi buna fon sağlamadığı içinde 

öğretmenimiz kitap paralarını cebinden verir. Parası yetişmez. Bu sefer ek iş yapmaya başlar. Tabi bu durum kocasını da rahatsız etmeye başlar. Kendilerine vakit ayırmadığından şikayet eder ve bir süre sonrada ayrılırlar.

Filmde dikkatimi çeken bir başka konu ise öğretmenimizin babasıyla arası çok iyidir. Yaptıklarını sürekli babasıyla konuşur ve babasından psikolojik olarakta büyük destek görür.

Filmin sonu beni daha çok şaşırttı ve sevindirdi. Filmin sonunda öğrencilerin yazdıkları günlüklerin ve yazıların kitap haline getirilmiş olduğu öğrendim. İnternette araştırdığım zaman bu kitabın bestseller olmuş olduğunu gördüm…

Amazon’da “Özgürlük Yazarlarının Günlüğü” için “Bir Öğretmen ve 150 Genç Kendilerini ve Çevrelerindeki Dünyayı Değiştirmek İçin Yazmayı Nasıl Kullandı?” dile çarpıcı bir başlık atılmış..

Sizde bu sene ve bundan sonraki senelerde çevrenizi ve kendinizi değiştirmek ister misiniz? O zaman bugünden başlayarak bir defter ve bir kalem alın ve yazmaya başlayın. Öğretmenimizin dediği gibi ne yazdığınızın hiçbir önemi yok! Ne isterseniz yazabilirsiniz. Sadece yazın!  Birkaç cümle hatta şiir ya da şarkı sözü bile olabilir.  Sadece Yazın! Ne olduğunun hiçbir önemi yok. Sadece yazın! Yazmaya başlayınca kendinize bile anlatmak istediğiniz ne kadar çok şey olduğunu göreceksiniz. Teknoloji gelişti. İsterseniz telefondaki not alma özelliğini de kullanabilirsiniz. Ben kalem ve defterden kopamıyorum. Bu nedenle hem telefonumu hem bilgisayarımı hem de defterlerimi kullanıyorum.

Nasıl ki yazının icadı insanlık tarihinde bir dönüm noktası olduysa, her gün bir şeyler yazmakta herkesin kendi hayatında bir dönüm noktası olacaktır….

Bu değişim ve dönüşümü başlatmak benim olduğu gibi sizin de 2 parmağınızın arasında…